İspanyol fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz’un sergisi Pera Müzesi’nde: Göbeklitepe ‘onlar ve biz’

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, İspanyol çağdaş fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz’un, “Yeni Bir Hikâye-Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor.

Yayınlanma: 18.06.2023 - 03:00
İspanyol fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz’un sergisi Pera Müzesi’nde: Göbeklitepe ‘onlar ve biz’
Abone Ol google-news

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, İspanyol çağdaş fotoğraf sanatçısı Isabel Muñoz’un, “Yeni Bir Hikâye-Göbeklitepe ve Çevresinden Fotoğraflar” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. 2018’den bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Göbeklitepe’nin yanı sıra Karahantepe ve Sayburç’a odaklanan, küratörlüğünü Mougins Fotoğraf Merkezi Direktörü François Cheval’in sergi, 17 Eylül’e kadar Pera Müzesi’nin 4. ve 5. katında ziyarete açık olacak. 

‘İLERİ BİR UYGARLIK’

Göbeklitepe çevresinde köken ve sonsuzlukla ilgili soruların yanıtını arayan Muñoz, bu sergi aracılığı ile, “onlar ve biz” arasında köprü kurmak istediğini belirtiyor. Muñoz “Benim burada yapmaya çalıştığım şey, bu bölgedeki duyguların ne olduğunu keşfetmek” diyor ve şöyle devam ediyor: “Bu projede çalıştıktan sonra gerçekten de birçok şey değişti. Eskiden sanat eserleri nasılmış, nasıl yaşarlarmış bunları öğrendim. Aslında çok çok ileri bir uygarlıktan bahsediyoruz. Kendi akıllarındaki bir fikri yontarak bir eser haline getirebildiklerini görüyoruz. Arkeolog ve mimarlarla konuştuğumuzda, şunları öğreniyoruz: O insanlar bölgenin deprem bölgesi olduğunu, su yolu açmayı, zehir kullanmayı biliyorlar. Bütün bunları bilmek bakış açımızı değiştiriyor.” 

Isabel Muñoz

FOTOĞRAFLARDAKİ 'TOPRAK' AYRINTISI

Muñoz, bu sergiye özel olarak yeni bir yöntem deniyor: Çektiği fotoğrafların baskısında, Göbeklitepe bölgesindeki topraklardan kullanmak. Adına “tepetype” dediği yöntemin amacının “objelerin sihrini kâğıda yansıtmaya çalışmak” olduğunu söyleyen Muñoz, mümkün olduğunca Türkiye’ye ve Göbeklitepe’de yaşamış olan insanlara yakın olmak istediğini belirtiyor. “İnsanlar göçüp gidiyor ama toprak hep orada kalıyor. Onun için toprağı baskıda nasıl kullanabilirim diye düşündüm” diyen Muñoz yöntemini şöyle anlatıyor: “Toprağı blenderdan toz haline gelene dek geçirdim. Kaç tane blender bozduğumu da bilmiyorum. Daha sonra ince bir tabaka oluşturduktan sonra, sulu boya kâğıdının üzerine yapışkan koydum. Onun kurumasını bekledim. Üzerine yeniden toprak koydum, bu yöntemi iki ya da üç kez yaptım. Böylece gravür için uygun yüzey oluştu. Kâğıt kuruduktan, yüzey istediğim duruma geldikten sonra baskı makinesi ile iki, üç bazen dört tur pigment koyarak istediğim renklere ulaşmaya çalıştım.” 

Isabel Muñoz ve M. Özalp Birol

ALTIN VARAKLI BASKI

Muñoz, bazı fotoğrafların baskısında da 24 karat altın varak kullanmış. Pera Müzesi Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Üyesi M. Özalp Birol, Muñoz’un sergi için seçilen fotoğrafların üretimi bağlamında da yenilik getirdiğinin altını çizerek “Muñoz, Osmanlı’da, kaligrafi/hüsnühat geleneğine gönderme yaparak altın varak kullanımı unsuruna dikkat çekmek istedi” ifadelerini kullandı. Birol, bu projenin Muñoz tarafından Pera Müzesi’ne özel olarak yaşama geçirildiğini belirterek “İnsanlığın ortak mirası olan kadim kültür noktalarının, Anadolu coğrafyası üzerindeki bir grubuna Muñoz tarafından fotoğraflarla getirilmiş bir görsel yorum, fotoğraflarla yazılmış bir öykü” şeklinde konuştu.

TÜRKİYE'NİN DEĞERİ

Türkiye’yi çok sevdiğini, dervişler ve Mevlana ile ilgili de bazı araştırmalar yaptığını söyleyen Muñoz, “Türkiye gerçekten çok sihirli bir yer. İnsan bazen elindekinin değerini bilmiyor ama Türkiye arkeolojik açıdan o kadar değerli yerlerden biri ki Roma, Bizans, Hitit etkileri var. İnsan tüm bunları düşününce aklını kaçırabilir. İnsan zaten bir ülkeye âşık oldu mu gerisi geliyor” ifadelerini kullandı.


İlgili Haberler

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler